Cuma

aynı kentte



Dedin, "Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim.
Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet.
Yazgıdır yakama yapışır neye kalkışsam;
ve yüreğim gömülü bir ceset sanki.
Aklım daha nice kalacak bu ülkede.
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam
hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma,
yıllarımı kıydığım boşa harcadığım."
Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler
bulamayacaksın.
Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede yaşayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma --
Bir gemi yok, bir yol yok sana.
Değil mi ki hayatını kıydın burada.
bu küçük köşede, ona kıydın demektir bütün dünyada.


Konstantin Kavafis

Çarşamba

ADONAİ

Nefretli dokunuşlarla süzüldüm kayalıklardan
Nasıl ılıktı, davetkardı sular !
Tarihi kazınmış buluşmalara gittim / geldim !

Her kaçışta seni büyütüyorum.
Ve sen hep öylesin !
Olduğun gibi.
Seveceğim yerde duruyorsun her zaman.
Çaresiz... Şeffaf...
Titrek ve kocaman !
Kara değirmenlerde öğüttüm seni.
Başka rüzgarlara döndü güller, kanatlarımdan.
Haberin yok !

Taşların arasından
sen aktın yine uzak silolara.
Seni büyütüyorum gönül tarlalarımda.
Huzurla salınıyorsun sarı gezegeninde.
Hep açık bir derin deniz midyesi.

Rengarenk...
Korkusuz...
Tuzaksız...

Uçuk mavi bir yosun
Seviyorsun !

Sana sığınıyorum senden kaçarken !
Yıkanıyor zehirli oklarım kutsal sularınla...

Kurbanları bırakıp sunaklarda,
sana tapınıyorum tekrar.


Sen, derin mavilerde bir yosun, seviyorsun !
Buzlu mevsimlere kanatlanmak
Kırışık miskinliklerden.
Bana doğru uzaklaşırken...
Dağılıyorum güzelliğine.

Tüyleri yolunmuş alıcıların.
Karanlık lunaparklarda unutulmuş,
eğlencesiz bir çocuk !
gece olacak !
Işıklı kuytularda masallara uçacağız tekrar.

Biliyorsun.

Sen, derin mavi...
Her dem mayhoş bir yosun...
Hıçkırarak gülüyorsun !..

ilhan irem