Pazartesi

.....

kutsallıklarıyla başımı döndürüp bizi başka bir dünyaya taşıdıklarını sandıklarımız..
çok komik oldular şimdi gözümüzde. biz yüce bir aşka büründüğümüzü zannederken  karşı tarafın o aşkı yoksayıp saygısızlığa bürünmesini sakinlikle izledik.
ve sonra suskunluk dile geldi. bikaç soru çıktı ağızdan. bekledik... iyi şeyler duymak istedik... suçlu olduğunu kabul eden jest ve mimikler değil. !!! en önemlisi de inanmak istedik. biraz inandırabilsinler biz de kanalım istedik... gerçekten kandırılalım. o zaman herşey daha masum gözükebilirdi.
  İnanmış gibi yapmayı seçmeyen kadınlar da vardı.. bunlar kendi yollarını seçiyorlardı. ben onlara katıldım. kandırılmış gibi inanmış gibi yapamadığımdan... içimdeki sesi susturamadığımdan hep.. keşke sussaydı içim ve bende tüm kuşkularımı yoksayıp inansaydım rahat uyusaydım yatağımda..
inanmadım.. bu yazıyı yazarken hala aklıma mimikleri geliyor.  yapıyor ve bunu söylemiyorsan itiraf edemiyorsun ya. itiraf etmeyince yapmamış sayılmıyorsun. ... gizli kalınca yok olmuyor hiçbirşey.
 ben aslında ufacık incir çekirdeğini doldurmayacak bir şeyden bahsediyorum.. itiraf etmiş olsaydı gözlerini kaçırmak küsmeyi seçmeseydi ona inanıcaktım. ve bu önemsiz bi ayrıntı olarak tarihe karışacaktı.
... öyle olmadı.
sevgiyle aşkla olmadı....