Cumartesi

-e hali

kadin huzur icinde yurudu nereye oldugunu bilmeden... koca bedenler icindeki kucuk insanlarin kara ofkelerine ragmen huzurla yurudu... herkesin masum bir yuzunu bulmustu... kimi omzunda aglarken, kimi dizlerinde uyurken masumdu... ama hicbiri koruyamamisti masumiyeti... ya ofkeleriyle kaybetmislerdi ya da intikam yeminleriyle... bazen de egolarinin tum hayatlarini ele gecirmesiyle yitirmislerdi... biliyordu kadin... insanlar kendi secimlerini yapiyor ve azad ediyorlardi masumiyetlerini...
kadin gulumsedi... yoluna devam etti... ozlemler icini acitabilirdi... ki acitiyordu da... yillari daimi bir ozlemle gecmisti...
ardina bakmak istedi son bir kez...
hizlica ilerledi...

Çarşamba

bir bar, bir bira, bir kadin

tek basinaligin dayanilmaz hafifligi sarhos etti kadini... tek basinaligin dayanilmaz acisi yakti icini... ruhu mucadeleye her daim hazirdi lakin bulamiyordu artik mucadeleye deger hicbirsey... hicbir alkol unutturmuyordu mide bulantisini... hicbir sigara dumani gizleyemiyordu hicligini.. ve hicbir fondoten kapatamiyordu yuzundeki yilginligi...

Perşembe

bir yalan götürüyor aşktaki tüm doğruları...

zamanı bölersek parçalara... hayatımın en garip zaman dilimindeyim.. kendime geldim... tekrar ben olduğumu hissettim. biri beni silkeledi ve kendime getirdi...,
beni kendime getiren gizemli bir güç değildi.. ak sakallı dede de görünmedi rüyamda... beni kendime getiren kendi canım oldu.. canımın öbür yarısı... salt gerçekliğiyle küçük hesaplarıyla beni kendime getirdi...
artık ben BENim.. sadece ben...
kutsallığı bi anda gitti.. ışığı söndü sanki.. o da artık diğerleri gibi.. egolar... ve sadece onun için yaşayanlar...
artık masumiyeti kalmamış biri nasılsa öyle... bir yalan nasıl da götürüyor aşktaki tüm doğruları...
sıfırlanıyor tüm kareler kalbindeki..
şimdi sanki vücudumdaki bir uzvu azad etmiş gibi bıraktım ruhumun yarısını... kutsallık zor kazanılıyor çabuk kaybediliyor...  artık rahat bıraktım onu.. akdenizin dalgalarıyla yiten kutsallığı,  tekrar  arıtır belki ruhunu...